TCDŞ, uluslararası insan hakları hukukunu, insancıl hukuku ve toplumsal cinsiyet eşitliği ilkelerini ihlal eder. Uluslararası insancıl hukuk, çatışma zamanlarında kadınlar ve kız çocukları da dâhil olmak üzere siviller için koruma sağlar. Müteselsil BM Güvenlik Konseyi kararları, cinsel şiddetin bir savaş silahı olarak kullanılmasını özellikle yasaklamıştır. Kız çocukları ve kadınların insan haklarını ve temel özgürlüklerini tam olarak kullanmaları, sürdürülebilir kalkınma ve barış için bir ön koşuldur. İnsani yardım aktörlerinin, TCDŞ’yi önlemek ve TCDŞ’ye müdahale etmek için etik bir zorunluluğu vardır. Bu şiddeti önleme ve şiddete müdahale etme görevimizi yerine getirmemek ya da en kötüsü, riski artıracak şekilde insani destek sağlamak ahlaki olarak kabul edilemez.

TCDŞ’nin önlenmesi ve azaltılması ve buna müdahale, insani yardım ortamlarında hayat kurtaran müdahaleler olarak sınıflandırılır. İnsani müdahalede yer alan tüm kurumların, TCDŞ’den etkilenenleri koruma sorumluluğu vardır. Bu, TCDŞ riskini azaltmak için TCDŞ’ye karşı topluluk direnişini teşvik etmek için girişimler tasarlayarak, bakım ve destek hizmetlerine erişim konusunda risk altındaki TCDŞ’ye maruz kalanlar ile diğer kadınları ve kız çocuklarını destekleyerek ve TCDŞ’yi önlemek Ve TCDŞ’ye sürdürülebilir bir şekilde müdahale etmek için sistemler kurmak için yerel ve ulusal kapasiteleri (hükümet, diğer yetkililer ve sivil toplum) güçlendirerek program müdahalelerinin uygulanmasını içerir.